HPV-Siğiller
Human Papilloma Virüs veya kısacası HPV insana özgün olan bir virüs olup deri ve mukozaya bulaşıp bariyerimizi geçerse hücrelerin içine yerleşir ve hücrelere çoğalma komutu verir.Bazen uyku dönemine geçen virüs kişinin savunma sisteminin zayıflamasını bekler.
Çoğu HPV suşunun genital siğillere neden olma potansiyeli olsa da, sadece 13 tipi kanserle ilişkilidir (öncelikle servikal, anal, penis ve boğaz kanseri) . Bu nedenle, bilim adamları suşları kansere neden olma potansiyeline göre bu virüs tiplerini sınıflandırıyorlar.Bazıları diğerlerinden daha yaygın olan 150'den fazla insana özgün papilloma virüsü (Human Papilloma Viruse) vardır.
Tipine bakılmaksızın HPV bulaşmasının en yaygın yolu vajinal, anal ve oral seks dahil cinsel aktivite yolu ve ciltten deriye temas. Genital-genital sürtünme bile virüsü yaymak için yeterli olabilir.
HPV riskiniz, seks partnerinizle birlikte önemli ölçüde artar ve enfekte olan tek bir partnerle temas HPV'ye neden olabilir. Prezervatifler, bir nebze de penis gövdesinden geçebilecek virüslerden korunmak için en iyi korumayı sağlarken, bunu ancak tutarlı ve doğru bir şekilde kullanırsanız işe yarar.
Düşük riskli suşlar, genital siğillere neden olabilen, ancak aksi takdirde zararsız olanlardır. HPV 6 ve 11, tüm genital siğillerin yaklaşık yüzde 90'ından sorumlu iki düşük riskli suştur. Bu suşların neden olduğu genital siğiller nadiren kansere ilerler.
Yüksek riskli suşlar, hücrelerde (displazi) kansere yol açabilecek anormal değişikliklere neden olabilen suşlardır. Maruz kaldığınız HPV suşuna bağlı olarak displazi(farklılaşma) hafif veya şiddetli olabilir. Yüksek riskli suşlar arasında HPV 16 ve 18, servikal kanserlerin yüzde 70'i ile ilişkilidir; HPV 16 ise anal kanserlerin yüzde 90'ından fazlasını oluşturmaktadır. Diğer yüksek riskli türler arasında HPV 31, 33, 35, 45, 52, 58 ve 59 bulunur.
Bir genital siğilin sadece görünüşe göre 'düşük riskli' veya 'yüksek riskli' olup olmadığını anlamanın bir yolu yoktur. Dahası, siğile sahip olmak hiçbir şekilde kansere sahip olduğunuzu veya alacağınızı göstermez. Sadece teşhis testleri enfeksiyonunuzu ve ilgili riskleri doğrulayabilir.
Çoğu HPV enfeksiyonu (10 üzerinden 8) iki yıl içinde kendiliğinden kaybolur. Bu süre zarfında virüsü başkalarına geçirebilirsiniz. HPV enfeksiyonu genellikle dış belirtileri olmadan 'görünmez' olduğu için, insanlar çoğu zaman enfekte olduklarının farkında olmayabilirler.
Bulaşma Nasıl Olur?
HPV’nin heteroseksüel geçişi (kadından erkeğe veya erkekten kadına) hala araştırılan, net olarak anlaşılamamış dinamiklere sahiptir ve hala tartışılmaktadır. Ancak temel neden seksüel temasdır.
Bulaş sıklığını etkileyen bir çok faktör olmakla birlikte pratik olması nedeniyle ilişkiden hemen öncesi tüylerin temizlenmesi önemli bir bulaş arttırıcı faktördür!! Tüy dökücü kremler, jilet gibi yöntemlerle tüyler alındığında derinin koruyucu kısmı mekanik olarak kaldırılmakta bu ise genital siğili olan bir kadınla temas anında geniş bir alanın virüs ile enfekte olamasına yol açmaktadır. Yine tüylerin alınması sırasında kopartılan siğiller, zedelenmiş epitel dokunun içine, bazal tabaka dediğimiz dip noktasına kadar virüsün nüfuz etmesine sebep olmaktadır. Böyle durumlarda tedavi de son derece zor olmakta, hastalık tekrarlamaktadır.
Oral ve anal seks ile de virüs bulaşır. Bulaşın sık olması bağlamında anal seks en önemlisidir. Zira ilişki sırasında anal kanalda mikro yırtıkların oluşması sık görülen bir durumdur ve virüsün kadına bulaşını, eğer kanama olursa erkeğe bulaşını kolaylaştırır.
Kondom Bulaşı Azaltır mı, Korur mu?
Kondom bulaş olasılığını azaltır ancak sadece penis köküne kadar örttüğü için penis kökü temasa açık haldedir ve bulaş mümkündür. Ancak kondom kullanmak hiç yoktan iyidir üstelik en önemlisi AIDS virüsü olan HIV’e karşı korur. Dolayısıyla kullanılması gerekir. Yine tedavi sonrası 6 ay kullanımı hastalara özellikle evli çiftlere önerilir. Diğer erkek grubu için daimi olarak kullanmaları önerilmektedir.
Sünnet HPV Karşı Korur mu?
Sünnet gerek HPV gerekse HIV virüsüne karşı korumaktadır. Sünnet hakkında farklı görüşler olsa da, son yayınlarda sünnetin HPV virüsüne karşı koruduğu gösterilmiştir.
Yapılan çalışmalar erkekte (ve aslında kadında da) var olan siğillerin sıklıkla birden çok HPV tipi içerdiğini, bu HPV tiplerinden bir bölümünün Tip 16 ve 18 gibi yüksek riskli HPV’ler olduklarını göstermiştir.
onuçta konu ile ilgili jinekolog genital siğillerin birden çok HPV tipi içerebileceğini ve bunlardan bazılarının onkojenik olan Tip 16 ya da Tip 18 olabileceğini bilmeli, hastaya ve eşine bu doğrultuda bilgi vererek biliyorsa kendisi tedavisini düzenlemeli aksi takdirde hastayı tedavinin yapılabileceği bir merkeze yönlendirmelidir.
Genital Siğil Tanısı Nasıl Konulmalı ? Hangi testler uygulanmalı ?
Tanı tabii ki öncelikle gözle, izleyerek konulmalıdır. Dolayısıyla nüks sıklığını da azaltmak amacıyla erkek hastaya mutlaka penisine %5 astik asit uygulanarak peniskopi yapılmalıdır. Büyük büyütme ile bakıldığında siğiller ile genital siğilleri taklit eden lezyon ayırdedilebilir (Ör: Molluscum contagiosum, herpes simpleks vs)
Peniskopi yapılması tanının daha iyi konulmasını böylece tedavinin etkin olmasını sağlamaktadır.
Peniskopi dışında erkek hastada anal kondilom var ise ya da homoseksüelse mutlaka anal smear alınmalıdır. Anal kondilom, genital siğil gelişmesi için kişinin homoseksüel olmasına gerek yoktur. Hala nedenlerini çok net anlayamadığımız bir şekilde kadında da anal seks olmaksızın anüs etrafında kondilomlar çıkmaktadır.
HPV tanısı sadece virüsü tespit etmekle kalmaz, aynı zamanda HPV'yi oluşturan 100'den fazla ilgili virüsden hangisinin mevcut olduğunu belirlemeyi içerir. Çoğu nispeten zararsız olsa da, enfeksiyonun kansere güçlü şekilde bağlı 14'ten fazla yüksek risk suşundan birini içerip içermediğini öğrenmek özellikle önemlidir.
Öneriler HPV tarama önerileri bir kadının yaşına ve diğer faktörlere göre değişebilir:
30 yaşın altındaki kadınlar için her üç yılda bir Pap smear önerilir. Bununla birlikte, HPV enfeksiyonları 20'li yaşlarda kadınlarda yaygın olduğu ve nadiren kansere yol açtığı için HPV testi önerilmemektedir. Bu süre zarfında, çoğu HPV enfeksiyonu kısa süreli olacak ve uzun vadeli sonuçları olmadan kendi kendine çözülecektir. 30 ila 65 yaşlarındaki kadınlar için her üç yılda bir Pap smear uygulanabilir veya her beş yılda bir Pap smear ve HPV testi ile birlikte test yapılabilir. 30 yaşın altındaki HIV pozitif kadınlar ilk teşhis edildiğinde her 12 ayda bir Pap smear almalıdır. Üç normal sonuçtan sonra, sonuçlar normal olduğu sürece test her üç yılda bir Pap testine kadar genişletilebilir. Pap ve HPV testlerinin gerçekleştirilmesi sadece birkaç dakika sürer.
Rahim ağzı kanseri için en büyük risk faktörlerinden biri düzenli tarama yapılmamasıdır. HPV komplikasyonlarını önlemek için, kadınlar yukarıdaki tarama programını takip etmeli ve cinsel organlarında veya anüste gelişen siğiller, lezyonlar veya diğer anormallikler konusunda doktorlarına tavsiyede bulunmalıdır. Erkekler için Testler Erkeklerde çoğu HPV enfeksiyonu, penis, skrotum, uyluk, kasık veya anüste bir veya daha fazla siğilin ortaya çıkmasıyla kanıtlanır.
Genital Siğil Tedavisi
Hasta eğitimi ve genital bölgenin bakımı: Hasta mutlaka kendini muayene etmeyi öğrenmeli ve siğillerin tekrarlaması durumunda doktoruna bilgi vermelidir. En az 3 ay ama ideali 6 ay tüylerini almamalıdır!! Söylediğim gibi hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın genital bölgedeki tüylerin alınması deri bariyerini hasarlandırmakta ve -gerek bulaşı gerekse nüksleri kolaylaştırıp arttırmaktadır. Tüyler uzadığında kanatmadan makasla kesilmesi yeterlidir. Erkek mutlaka kondom kullanmalıdır. Tek eşlilerde bu süre en az 6 aydır.
Günümüz konseptinde her kliniğin, doktorun kendine göre oluşturduğu tedavi ve takip rutinlerinin en iyi sonucun alınmasında daha önemli olduğu düşünülmektedir.
3.Medikal Tedavi:
Podofilin:Bitkisel bazlı antimitotik ilaçtır.Hasta kullanırken çok dikkat etmelidir zira normal cilt için toksiktir.Kullanımı zordur. Çevre dokuya fazla temas etmemeli. Tedavi edilmeye çalışılan kondilom alanı 10cm2 yi ve günlük kullanılan Podofilin miktarının 0.5 ml geçmemesi gerekir.
İmiquimod (Aldara): İmmunmodülatör, antiviral, antiproliferatif özellikleri olan «imidazoquinoline» grubu moleküldür. Özellikle interferon düzeylerine etkiler. Kızarıklık, yanma, kaşıntı tedavi sırasında sık görülür. Ama en önemli yan etkisi vitiligo benzeri deride renk kaybına sebep olmasıdır. Uygulandıktan sonra siğillerde nüks oranı farklı yayınlarda % 9 – 23 arasındadır. Haftada 3 kez, maksimum 12 – 16 hafta kullanılmalıdır. 12 haftalık kullanımda geçmemesi durumunda siğil sıklığında artışa neden olabilir .
4. Cerrahi Tedavi:
Önemli olan cerrahın hangi yöntemi benimsediğidir. Lazer koagulasyon pahalı ve yaygın değil. Glans için de kullanımı gereksiz. Kozmetik sonuçlar aynı
Önemli nokta: Tekrarın engellenmesi açısından hastanın koruyucu önlemlere dikkat etmesidir.Genel anestezi gereksizdir. Lokal anestezi ile yaygın lezyonlar ortadan kaldırılabilir. Genel anestezi seçilmiş ve çok yaygın olgularda, anal kondilomlarda uygulanabilir.
A. Kriyokoter: Dondurarak lezyonların yok edilmesi. Bazı spreylerin uygulanması ile elde edilen sonuçlar her zaman yüz güldürücü olmamaktadrı. Özellikle lezyonlar yaygın ve büyük ise. Normal bildiğimiz kriyokoter kullanıldığında ise problem aynı uçların kullanılması. Lezyona göre değiştirmek uzun zaman alıyor. Aynı uç kullanıldığında ya yetersiz kalıyor ya da geniş alanda destrükyon yapıyor.
B. Elektrokoterizasyon. Benim seçimimdir. Lokal anestezi ile etkin, iz bırakmadan tek seferde yaygın lezyonlar tedavi edilebilir. Lezyonların yaygın olması ve anal yaygın siğillerin bulunması durumunda genel anestezi uygulanır. Hastanın işinden gücünden kalmasına gerek yoktur sıklıkla 20 gün içinde tüm lezyonlar iyileşmektedir.